Tam da Jane Austen’den bekleneceği üzere mükemmellikte arşa çıkmış, tam da İngiliz asaleti, ahlakıyla ve terbiyesiyle donanmış iki güzel aşık var bu kitapta. Hani diyorum biraz gerçekçi olsaydı da bu kadar kusursuz yazmasaydı karakterleri ama kendi karakterinden ve hayallerinden beslendiği için hikaye başka türlüsü mümkün olamazdı.
Emma, evet mükemmel güzellikte, zeki, becerileri yüksek, iyi ailenin en iyi kızı. Yürüyen mükemmellik adeta. Bu kadarına alışkınız tabii, kadınlar her daim böyle geçer kitaplarda. Ama ya Mr. Knightly? Beyefendiliğin kitabını yazmış bir adam. Okurken bir ara hikaye sarpa saracak da bu karakter yoldan çıkacak diye çok korktum. Ama neyse ki Mr. Knightly mükemmelliğini koruyor. Biraz spoiler oldu evet ama söylemem lazımdı bunu. Çünkü hikaye çok çok ince anlardan geçiyor, öyle ki her an dramaya dönecek sanki.
Kadın karakterimiz Emma herkesin konumunu, kazancını, eğitimini bu kadar didik didik ederken gidip bir çiftçiye aşık olsaydı çok keyif alırdım doğrusu ama olsun bu şekilde de güzel. Ama kitabı Emma için değil Mr. Knightly için okuyun lütfen. Mr. Darcy ile karşılaştırmalı okuyun hatta. Darcy ne kadar inatçı, biraz çocuksu ve dalgalı bir karakterse Knightly bir o kadar aklı başında, olgun ve istikrarlı bir karakter.
Arada kaynayan güzel bir hikaye var, Jane. Bu karakteri sırf Emma’yı ilah yapmamak için eklemiş yazar bence. Emma her şeyde mükemmel olsaydı kitap çok keyifsiz olurdu çünkü.
Aşk ve Gurur ne kadar genç bir aşka aitse bu kitap da o kadar olgun bir aşka ait.
Puanım: 10/10.