Freud kitaba Le Bon'un kitle psikolojisine dair tespitlerinden alıntılar vererek başlar ve onun fikirlerini şöyle bir özet geçer. freud kitle ruhunun özünde duygusal bağlanımların yer aldığını savunur. Bir liderin olduğu kitlelerde, lider(ordu komutanı, isa vb) kitledeki her bireyi eşit derecede sever ve her bireye eşit değer verir. eğer lider kitledeki bireylere eşit davranmazsa kitle yapısı çatırdamaya, dağılmaya başlar. Ayrıca kitle bireyleri liderlerini kendilerinden ayrı bir konuma koyar, lider bireylerin yapamadığı şeyleri yapmakta özgürdür. Mesela Recep Tayyip Erdoğan sarayda yaşarken kendisine özel jetler uçaklar alırken kitle buna ses çıkarmaz çünkü o liderdir ve bireylerden daha özgürdür. Eğer lider kitlesi içindeki belli bir kesimi daha çok sever veya daha ayrıcalıklı davranırsa o zaman kitle bu duruma karşı çıkar.
Kitle psikolojisinde bireyler birbirleriyle özdeşleşirler. Her bir birey 'ben ideali' olarak aynı objeyi kullanır ve kendilerini o obje ile tanımlamaya başlarlar. Mesela bireyler kendilerini 'müslüman' olarak tanımlarlar ve müslüman olma yönleri dolayısıyla birbirleriyle 'özdeş' hale gelirler. Freud bu durumu ''objenin ben'in ya da 'ben ideali'nin yerine geçirilmesi'' olarak adlandırır.
Freud'un dinlerin her ne kadar 'sevgi dini' olursalar olsunlar yalnıza o dini benimseyenlere karşı sevgi dini olabildiklerini ve o dini benimsemeyenlere karşı sert ve acımasız olduğunu söylüyor. Dinsel bir kitlenin dağılışı ise oldukça az görünen bir olaydır.
Kendi toplumumuzu analiz ederek okuyabileceğimiz, derinliği olan bir kitap. Psikoloji alanı dışındakiler de biraz zorlansalar da bence anlayabilirler.
Kitaba puanım 8.5/10.