Otoriter olmayan bir komünizm denemesi başarılı olur muydu? Kadınlar ve erkekler tamamen eşit olsaydı nasıl bir toplumda yaşıyor olurduk? Cinsel devrim nasıl yapılırdı? Başka gezegenlere ulaşsaydık nasıl bir geleceğimiz olurdu? Zaman kavramını aşıp ışınlanmayı bulmak mümkün olur muydu? Felsefeden ideolojilere, fizikten sosyal toplum yapısına birçok konu iç içe ve hepsi ustalıkla işlenmiş. Kitaba saygı duymamak mümkün değil. Yazar hem farklı pencereler açıyor hem kendi anarşik perspektifini yansıtıyor hem de mükemmel bir olay örgüsü, hikayecilik gösteriyor.
Bana okurken hep Jules Verne'i hatırlattı bu kitap. Gerçekten bundan 200 yıl sonra sosyalist komünist kitle başka gezegene gidip kendi ideolojilerini yaşatmak isteyebilir diye düşündüm. Ama kimse umutlanmasın, orada da insanlar toplumsal vicdan altında bireyselliklerini kaybediyor. Bu kısım çok gerçekçi ele alınmış bence. Toz pembe hayaller anlatılmıyor.
Kadın yazarın cinsel devrime değinmesi ve kadın erkek eşitliğini vurgulaması çok hoşuma gitti. İki dünya arasında kadınların yeri ve önemi çok güzel karşılaştırılmış.
Kitabın sonu tam bir noktaya bağlanmasa da gerçekten dolu dolu geçiyor ve insana birçok şeyi sorgulatıyor. Ben en çok etik değerler kısmında takılı kaldım. Gerçekten hiçbir ceza, kural, yasak olmasa insanlar iyi huylu mu yaşayacaklar? İnsan doğasının kötücül yanını biraz hafife almış yazar ama küçüklükten itibaren bu şekilde yetiştirilmiş insanların etik kaygısının daha yüksek olacağı noktasında yazara katılıyorum.
Ne çok yazdım ama asıl konuyu söylemedim. Birkaç farklı gezegende yaşayan insan toplulukları var ve bu kitapta asıl ele alınan iki dünya var, Urras ve Annares. Komünist ve etik değerlere bağlı olan bir dünyadan diğerine geçiş yapan anarşik karakterimizin hikayesini okuyoruz. Diğer dünya ise günümüz dünyasına daha benzer. Karakter diğer dünyanın Amerika'sına iniş yapıyor gibi.
Kesinlikle okumaya değer bir kitap. Zaten Le Guin'i eleştirmek ne haddimize :)
Kitaba puanım 10/10.