Öylesine bir hikaye kısacık ama kaygı, üzüntü ve endişe dolu. Yaşlı profesörün hayatının son demlerinde, ölümü ensesinde hissederken, ailesine karşı hissettiği yabancılaşmayı ve duygusal çöküşünü anlatıyor kitap. Garip bir şekilde bitiyor, olaylar sonuca bağlanmadan bitiyor. Tam da öylesine yazılmış, karanlık bir kesit. Toplam 77 sayfa.
“İster kapalı bir havada, ister gök, ay ve yıldızların ışıklarıyla ışıldarken eve her dönüşümde gözüm yukarılara kayar kaymaz, yakında ölümün beni alıp götüreceğini düşünürüm. Bu anlarda düşüncelerimin de gök gibi derin, parlak, harikulade olması gerekmez miydi?”
Puanım: 6/10.